Troll: Kuyruklu Macera

Animasyon türünde efsaneler arasında yer alan Troll: Kuyruklu Macera filmi 7’den 70’e herkesin beğenisini aldı. Vizyona girdiği gibi büyük beğeni toplayan filmin yönetmenlik ve senaristlik koltuğunda Kevin Munroe ve Kristian Kamp oturmaktadır.

Filmin konusuna geçelim. Trol prensi Trym, babasını çok sevmektedir. Babasıyla birlikte büyüyen Trym, babasının başına bir olay geldikten sonra elleri kolları bağlanır. Babasını kurtarmak için 48 saat süre vermişlerdir.

Babasının işlediği bir suç yüzünden, babası taşa döndürülmüştür. Babasının kuyruğu işe çalınmıştır. Kuyruğun ormanda ki kötü varlıklar tarafından çalındığını gören birkaç kişi, Trym’a bu durumdan bahseder. Babasının tekrar eski haline döndürülebilmesi adına 48 saati vardır. 48 saat içerisinde eski haline döndürülmezse hayatının geri kalanına taş olarak devam edecektir. Trym ve arkadaşları sakin ve zeki bir şekilde planlar yaparak ilerlemektedir. Babasını kurtarmak isteyen Trym, arkadaşlarının yardımıyla kötü varlıklardan babasının kuyruğunu almaya çalışmaktadır.

Trym ve arkadaşları her şeyi göze alarak kötü varlıkların bulunduğu yere doğru yola koyulurlar. Edvord’un Trol Krallığı'na doğru yola koyulduktan sonra biraz korku içerisine giren Trym ve arkadaşları başaracaklarına inanmaktadır. Kötü varlıkların hükümdarlığına girmeden vahşi ve yırtıcı varlıklar da onları karşılıyor.

Trym ve arkadaşları ölümü göze alarak buraya gelmiştir. Fakat karşılarında ki varlıkların kendilerinden daha çok güçlü olduğunu bilmektedir. Yapmaları gereken tek şeyin akıllarını kullanarak kötü varlıkların elinden babasının kuyruğunu almak. Yaptıkları hızlı ve pratik hamleler sayesinde babasının kuyruğunu alırlar.

Fakat babasının yanına tekrar geri dönecekleri sıra başlarına daha kötü olaylar gelecektir. Bu olayların üstesinden gelemeyecek gibi görünseler de kendi hükümdarlığından yardıma gelenleri görünce özgüven patlaması yaşar. Bakalım Trym ve arkadaşlarından zarar gören olacak mı?